Orto Akademi
Sportif Rehabilitasyonda Egzersiz Seçimleri
Prof. Dr. Mehmet ÜNAL
Ortospor Özel Sağlık Hizmetleri
Rehabilitasyon programı boyunca spor fizyoterapisti doğru egzersiz teknikleri üzerinde yoğunlaşmalıdır. Sporcuyu uygun bir şekilde motive ederek ilerlemede genel prensipleri korumalı, aktivite ve egzersizlere ait limitasyonları doğru ve yeterli bir şekilde belirlemelidir. Spor fizyoterapisti bu programda sürekli takip eden, izleyen bir kişi olmalı gerekli gördüğü anda programı değiştirebilmeli veya modifiye edebilmelidir.
Spor Fizyoterapisti programın hedeflerini belirlemeli ve açıklamalıdır. Örneğin esnekliğin olmayışı meydana gelen yaralanmayı esas hazırlayıcı faktör ise programda öncelikle sporcunun esnekliğinin yaralanma öncesi olması gereken düzeyine getirileceği ve giderek artan bir yüklenme yapılacağı belirtilmelidir.
Problem, dinamik eklem instabilitesi ise buna bağlı yaralanma oluşmuşsa program hedefi kas kontrolü ve kuvvetlendirmesi olacaktır.
Biyomekanik bir düzensizlik veya zayıf kas kontrolü söz konusu ise yaralanmanın etiyolojisi ve buna bağlı faktörler üzerinde önemle durulmalıdır.
Eğer elinde imkanlar varsa cimnasyum, havuz veya izokinetik egzersiz aleti gibi egzersiz programlarını tüm bu imkanı kullanacak şekilde dizayn etmelidir. Eğer bu aletlere ve imkana sahip değilse daha basit aletler kullanarak örneğin egzersiz bisikleti, lastik tüpler, bantlar, step tahtası ve ağırlıkları kullanarak veya sporcunun kendi vücut ağırlığını vücut pozisyonunu kullanarak uygun egzersizler oluşturarak rehabilitasyon programını belirleyebilir.
Spor fizyoterapisti bu tedavi programını gerçekleştirirken hastanın güvenini kazanmalı sporcuyu etkileyen yaralanmaya bağlı faktörleri belirleyerek sporcunun antrenörü ve ailesi ile ilişki kurarak kısa ve uzun dönem rehabilitasyonda hedefler hakkında bilgi vererek işbirliği sağlanmalıdır.
KAPALI KİNETİK ZİNCİR EGZERSİZLERİ VE KLİNİK UYGULAMALARI
Rehabilitasyon eklemin hem şuurlu hem de şuuraltı algılamalarını geliştirerek proprioseptif mekanizmaları restore etmeli ve eklemin nöromüsküler stabilizasyonunu sağlayarak sporcunun fonksiyonel düzeyini geliştirmeye odaklanmalıdır.
Rehabilitasyon da sıklıkla yapılan yanlış, klinik programlarda sadece eski ve bilinen metodların kullanılması ile sporcunun fonksiyonlarına daha güvenli döneceğine inanılmasıdır. Bu programlarla sporcunun rehabilitasyonu limitlenmekte ve sonuçta sporcunun becerilerinin eğitimi eksik olmakta ve yeniden yaralanma riski artmaktadır. Reaktif nöromüsküler eğitim geleneksel rehabilitasyon programının bu eksiğini kapatabilmek için geliştirilmiştir. Reaktif nöromüsküler eğitim, kası ateşleyen paternlerin aynı anda ve aynı düzeyde restorasyonu ile dinamik stabiliteyi sağlamak ve iyi bir motor kontrol elde etmektir. Ayrıca eklemin pozisyon ve hareketi algılamasındaki artış ve dinamik kassal stabilizasyonun kazandırılması birlikte olacaktır.
Bu yöntem ile fonksiyonel eklem stabilizasyonu ve motor kontrol becerilerinin artırılması hedeflenmektedir. Önemli bir diğer nokta ise eğitim programı ile yaralanmış yapıların üzerine bindirilecek stres kalibre edilmekte ve giderek artırılmaktadır. Buradaki ilk hedef eklemin dinamik stabilizasyonunu restore etmektir.
Dinamik stabilite, fonksiyonel aktiviteler boyunca anormal eklem hareketlerini kontrol eder. Dinamik stabilitenin yeniden kazandırılması yaralanmanın tipine ve yapılan cerrahi girişime bağlıdır.
ROM’un ve kuvvetin restorasyonunu takiben dinamik stabilite; temel motor öğrenme egzersizleri ve refleks stabilizasyon ile geliştirilir. Dinamik stabilite kazandırıldıktan sonra, reaktif nöromüsküler eğitim günlük yaşam aktiviteleri ve spora özel beceriler üzerinde odaklaşmalıdır.
Eğitim programı pasif aktiviteler (örneğin; yürüme, koşma gibi) ile başlatılır. Kinestetik ve proprioseptif algılamayı artırarak kompleks aktiviteler ile nöromüsküler mekanizmalar geliştirilir ve eklem stabiliazasyonu sağlanır.
Bu eğitimi gerçekleştirebilmek için merkezi sinir sistemindeki motor kontrolu sağlayan ve yöneten 3 merkezin görev ve sorumluluğu iyice anlaşılmalı ve tanımlanmalıdır.
EGZERSİZ PROGRAMI
Dinamik reaktif nöromüsküler kontrol aktiviteleri için rehabilitasyon programında yeterli bir iyileşme sağlanmış olmalıdır.
Aktivitelerde ilerlemede genel prensipler şunlardır;
*Yavaş hızlıdan çok hızlı aktivitelere
*Düşük kuvvetliden yüksek kuvvet gerektiren aktivitelere
*Kontrollu aktivitelerden kontrolsuz aktivitelere doğru ilerlenilerek dinamik reaktif nöromüsküler kontrol geliştirilir.
Bu egzersizler başlangıçta; denge reaksiyonunu uyarlamalı veya alt ekstremitede ağırlık aktarma ile hareket paterninde ilerlenmelidir.
Bu reaksiyonlar basit olabilir. Örneğin, çok az veya hiç gözükmeyen hareket ile statik kontrol elde edilir veya kompleks olabilir. Örneğin, plyometrik cevap sağlayan patlayıcı hızlanma, yavaşlama veya yön değişiklikleri sağlanarak elde edilir.
Fizyoterapist, kinestetik uyarı ve hareket paterninin kalitesini takip etmelidir. Tekrar ve set sayısının takibinden çok daha önemlidir. Çünkü yorgunluk oluşursa, motor kontrol zayıflayacak ve eğitimin etkileri kaybolacaktır. Bu eğitim 3 fazda ve bu fazlara ait farklı yöntemlerle başarılmaktadır.
1.FAZ: Statik stabilizasyon (Kapalı halkanın yüklendiği ve yüklenmediği dönem). Bu fazın amacı statik stabilizasyonun sağlanmasıdır. 2 tip egzersiz kullanılır.
- 1. Uniplanar egzersiz
- Multiplanar egzersiz
Kullanılan teknik modifiye edilebilir.
2.FAZ: Transitional stabilizasyon (Hareketin şuurlu kontrolü). Bu fazın amacı: ağırlık vermeden başlayarak ağırlık verilen aktivitelere yüklenme yapılarak ilerlenmesidir.
Kullanılan egzersizler: çömelme (squat) Tek ayak öne alma, yüklenme
Bununda iki tipi vardır.
- Yardımlı
- Dirençli
Teknikler modifiye edilebilir. Bu fazdan son faza geçmek için fonksiyonel testler yapılmalıdır.
3.FAZ: Dinamik stabilizasyon (Şuursuz kontrol-Yüklenme)
Kullanılan egzersizler:
- Sabit koşu (stationary running)
- Lateral yer değiştirme (Lateral bounding)
- Çok yönlü tekrar (Multidirectional drills)
Teknik modifiye edilebilir. Fonksiyonel testler yapılmalıdır. Yaralanmış sporcunun rehabilitasyonunda ve yeniden eğitiminde denge ve propriyosepsiyon eğitimi üzerinde ayrı bir önemle ve dikkatle durulmalıdır.
Bilindiği gibi yaralanma somatosensorial impulsların değişmesine neden olmakta bu da nöromüsküler kontrolu etkilemektedir.
Eğer statik ve dinamik denge ve nöromüsküler kontrol yaralanmayı takiben tekrar kazandırılmazsa, sporcu tekrarlayan yaralanmaya hazır hale gelecek ve performansı düşecektir.